Tarkan’la reklam filmi dikkat çekmişti… Gizem Kala da ‘barzo’ erkek tartışmasına katıldı


Tarkan ile çektikleri reklam filmiyle gündeme gelen oyuncu Gizem Kala, ‘Muhteşem Yüzyıl’, ‘Yasak Elma’ gibi dizilerim yanı sıra bu yıl ‘Kül Masalı’nda Bilge olarak ekrandaydı. Posta gazetesinden Oya Çınar’ın haberine göre “Bende Arnavut inadı vardır. Bana ‘yapamazsın’ de ve otur nasıl yapılacağını seyret.” diyen Kala da ‘barzo’ erkek tartışmasıyla ilgili yorumunu yaptı.

-Gizem, ‘Kül Masalı’nda Bilge olarak ekrandaydın. ‘Gibi’de karşımıza çıktın. Nasıl bir sezon geçirdin?

Çok güzel, çok eğlenceli bir sezon geçirdik. Ekip arkadaşlarım harikaydı. Yorucuydu ama güzeldi, şimdi hem birkaç yeni proje okuyorum hem de biraz dinlenmeye çalışıyorum.

-Çok iyi dizilerde çıktın hep karşımıza. Üzerine bir de Tarkan’la reklam filminde oynadın. Kırılma noktası olarak gördüğün bir rol var mı?

En son işimde Bilge karakterini çok sevdim ama onun dışında kariyerimde en iyi hissettiğim şey Tarkan’la yaptığımız reklam ve ‘Gibi’deki rollerimdi. Benim için inanılmaz bir tecrübeydi. Şu ana kadar geçirdiğim en keyifli set de bu üçüydü.

“METRODA AYAKTA GİDERKEN TARKAN’LA REKLAM FOTOĞRAFIMIZA BAKMAK ÇOK İLGİNÇTİ “

-Tarkan’la çektiğiniz reklam için eminim onlarca insanla görüşülmüştür. Deyim yerindeyse sen o işi nasıl kaptın?

Açıkçası menajerim bana projeden bahsettiğinde hiç ihtimal vermedim. Aşırı heyecanlandım, elimden geleni de yaptım deneme çekimlerinde ama dediğin gibi, onlarca güzel oyuncu var, model var… Hiç tahmin etmiyordum olacağını. Haber geldiğinde inanamadım. Çok güzel ve çok enteresan bir deneyim oldu benim için.

-En enteresan yanı neydi senin için?

Tarkan gerçekten bir megastar. Bunun kendi şaşkınlığı apayrı ama sonrası da çok ilginçti benim için. Mesela toplu taşımalarda fotoğraflarımızı gördüğüm anlar. Ben metroda ayakta gidiyorum. Tarkan’la fotoğrafımıza bakıyorum… İnsana ister istemez sürreal geliyor. Bir de Tarkan gerçekten bir idol. Hepimiz için apayrı bir yerde. Hem çok heyecanlıydım çekimlerde hem de çok profesyonel davranabildim mesela. Bu da beni çok şaşırttı.

-Heyecanını hiç yansıtmadın mı çekimlerde?

Hiç hem de. Ben de kendime şaşırdım. Tanıştıktan sonra kendime “Şu an herkese nasip olmayacak bir şey yaşıyorsun, sakın bir şeyleri heyecanına yenik düşürüp berbat etme” dedim ve öyle de yaptım. Ve açıkçası ben egolu birini bekliyordum. Sıfır ego ve özellikle kadınlara karşı çok kibar.

-Reklamdaki gibi ilk görüşte aşka inanıyor musun?

Hiç gerçekçi gelmiyor, hiç deneyimlemedim ama tabii orada bir hayal dünyası var. Gerçek hayatta da insanların hayal ettiği bir durum ama ben şu an 30 yaşındayım, şu ana kadar böyle bir şey deneyimlemedim. Dış görünüşünden ziyade zeki mi, esprili mi, ben onlara bakarım.

“KAYDIRAK GİBİ BİR BURUNLA MUTLU OLAN ÖYLE YAPTIRSIN”

-Güzellik hep bir tartışma konusu. Yaptığın işe güzelliğin katkısı sence ne kadar?

Güzellik de yetenek de bence tek başına ölçü değil. Doğru proje, doğru insanlar, doğru anda doğru yerde olmak… Bu iş bir bütün. Şans da çok önemli. Bunu kimse inkar edemez. Güzellik algısı zaten artık çok değişti. Bize dayattıkları bir kusursuzluk algısı var. 20’lerimde ben de etkileniyordum bundan ama artık hiç takılmıyorum.

-Estetik müdahalelerle ilgili ne düşünüyorsun?

Kimisi çok itici bulduğunu söylüyor. Kimisi yaptırıyor, “Hiç yaptırmadım” diyor. İsteyen istediğini yaptırsın, ben şuna karşıyım; mesela bir oyuncunun burnu kötü diye ‘çok çirkin, burnunu yaptır’ baskısı yapılıyor sonra yaptırınca bu kez de ‘estetikli’ diye yerden yere vuruluyor. Kim nasıl mutluysa öyle yaptırsın, kaydırak gibi bir burunla mutluysa öyle bir burun yaptırsın.

‘BEN ÜNLÜ BİR OYUNCUYUM’ EDASINDA GEZENLERİ ANTİPATİK BULUYORUM

-Günümüzde ünlü kavramı da çok değişti. Sen kendini sokakta ünlü hissediyor musun?

Hissetmekten ziyade zaten öyle yaşamıyorum. Ortalarda “Ben ünlüyüm” havalarında gezmiyorum. İnsanların yaptığım işten dolayı bana ilgi göstermesi tabii ki hoşuma gidiyor ama bunu kovalamıyorum. En nihayetinde setten eve dönünce kedilerimle oynuyorum. Ben de üzülüyorum, ağlıyorum, aldatılıyorum… Kendime oyuncuyum diye bir rol biçip hayatımı öyle yaşamıyorum.

-Gittiği mekandan, kapıda bekleyen insanlara kadar bunu dert eden, ona göre hareket eden oyuncular da var ama…

Bilemeyiz ki nasıl bir ailede büyüdü? Belki hayatı boyunca tüm amacı buydu, görülmekti. Ben çok güzel bir ailede büyüdüm. Hiçbir zaman ekstra görülme ihtiyacı hissetmedim. Öyle yaşayanları da antipatik buluyorum ama ne diyebiliriz ki…

“AİLEDE SEVGİ GÖRMEYEN KADIN, SAHİPLENİLMEYİ, KISKANILMAYI SEVGİ SANIYOR”

-Aslı Bekiroğlu’nun “Barzo erkek severim” demesi epey tartışıldı. Sen ‘barzo’ erkek sever misin?

Hiç sevmem, barzo erkekten nefret ederim ama lakayıt erkekten de nefret ederim. Giyimime kuşamıma karışan, arayıp hesap soran adamlarla asla ortak bir paydada buluşamam. Medeni erkek severim ben. Bunu da fazla rahatlık anlamında söylemiyorum tabii. O kadar da mezhebim geniş değildir ama bunun bir ortası olmalı. Birçok kadın ailede sevgi görmediği için sevgiyi anlamsızca sahiplenilmek, kısıtlanmak sanıyor. Ben annemin ve babamın birbirleriyle nasıl güzel flört ettiklerini, nasıl güzel sevdiklerini görerek büyüdüğüm için benim ilişki anlayışım bu.

-Güven duygusuyla aran nasıl?

Kimseye sonsuz güvenmem. Varsa bir problem, önce kendi içimde çözmeye çalışırım.

“BANA ‘YAPAMAZSIN’ DE VE NASIL YAPACAĞIMI SEYRET”

-İnsanın kendini anlatması zor ama karakter olarak nasıl anlatırsın Gizem’i?

Valla sevenin çok sevdiği, sevmeyenin hiç sevmediği biriyim. Ön yargılarım yoktur. Genelde pozitifimdir. Yakınımdaki insanların her şeyin en iyisine layık olduğunu düşünür, onları mutlu etmeye çalışırım.

-Tuttuğunu koparan biri misin?

Çoook! Hırslıyımdır. İşim konusunda çok tutkuluyum. Bir de inadım meşhurdur. Arnavut inadı vardır bende. Bana bir şeyi ‘yapamazsın’ de ve otur nasıl yapacağımı seyret. Yaparım!

-Aşka ve ilişkiye bakışın nasıl?

Çok aşk odaklı yaşamıyorum, ilişki insanıyım. Arkadaş olmayı, iyi vakit geçirmeyi severim. Fiziksel çekimden ziyade yakın arkadaşım olabilecek adamla ilişki yürütebiliyorum.

-Sahiplenici misin, kıskançlıkların var mıdır?

Hiç değilim, asla kıskanmam, herkes de buna çok şaşırır. Ben iyi bir sevgili olduğuma inanıyorum, buna rağmen karşımdaki başka bir tercihe yöneliyorsa kendi bilir, “Daha iyisini zaten bulamazsın tatlım” modundayım.

-Yakın çevrenden ilişki tavsiyesi alır mısın?

Alırım ama kendi bildiğimi yaparım.

-Erkek arkadaşının giyimine kuşamına karışır mısın? Müdahale eder misin?

Ay ederim, çok çirkin giyiniyorsa söylerim yani ama karşı tarafın bana baskıcı bir yerden müdahalesine izin vermem. “Bu açık, giyme“ derse giyerim, ama şık değil derse, o gözle değerlendiririm.

-Sevgilinin günlüğünü bulsan okur musun?

Çok ayıp ay ama merak eder, bakarım biraz. Telefon karıştırmam ama günlük okurum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

x